28 Mayıs 2019 Salı
Davut ÇETİN
Yönetim Kurulu Başkanı
Sayın Başkan,
Sayın Divan Üyeleri,
Değeri Meclis Üyeleri,
Değerli Basın Mensupları ve Çalışma Arkadaşlarım,
Hepinizi şahsım ve yönetim kurulumuz adına sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Geçen ay TOBB Genel Kurul'u nedeniyle Meclise katılamamıştım. Vakıf toplantısı ve çeşitli etkinliklerde görüştüğümüz arkadaşlar oldu. Odanın etkinliklerine katılmanın biraraya gelmek gibi bir faydası da oluyor. Meclis ve komite üyelerimizi bu nedenle etkinliklerde daha fazla görmeyi arzu ediyoruz.
Filmde gördüğünüz gibi etkinlik, görüşme ve toplantıların fazla olduğu bir dönem geçirdik. Belediye başkanlarımıza ziyaretler yaptık, bayramdan sonra da geniş katılımlı bir yerel yönetimler zirvesi yapacağız.
Pazar günü, 19 Mayıs 1919'da Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 100. yılıydı. Devlet erkanı Samsun'da güzel bir tören yaptı, Antalya'da da güzel etkinlikler düzenlendi. Biz de Salı günü Atatürk konulu bir küçük konferans düzenledik. Önümüzdeki dönemde 100. yıl etkinlikleri düzenlemeyi planlıyoruz.
Değerli arkadaşlar,
Salı günü konferansta da söyledim: 1918 yılı Ekim ayında Osmanlı devleti hükümeti, Mondros anlaşmasını imzalayarak teslim olmuş, ülkenin işgal edilmesini kabul etmişti.
Birkaç ay içinde bir İtalyan savaş gemisi Antalya’ya geldi ve Kaleiçi açığında demir attı.
28 Mart 1919 Cuma sabahı, İtalya askerleri karaya çıktı, 600 askerle Antalya’yı işgal ettiler. İşgale karşı Gazeteci Emin, Müftü Ahmet Hamdi, İbrişimzade Mustafa, Hoca Rasih, Hüseyin Hüsnü, Mehmet Cemal beyler protesto metni yayımlamışlardır. Emin Bey, işgale karşı yazılar yazınca İtalyan kuvvetleri tarafından tutuklanarak Rodos’a sürülmüştür.
Durum Harbiye Nezaretine sorulmuş, Harbiye Nezareti ertesi gün, Antalya kaymakamlığına telgraf çekmiş, “endişelenecek bir durum olmadığını, İtalyanlarla iyi ilişkiler kurarak güvenliğin korunması gerektiğini” bildirmiştir.
Atatürk Samsun'dan Amasya'ya geçer ve Haziran’da Amasya tamimini yayınlanır. Temmuz'da Erzurum Kongresi, Eylül’de Sivas kongresi toplanır ve bütün illerde Müdafa'i Hukuk cemiyeti örgütlenmesi hedeflenir. Antalya'da Eski Müftü Yusuf Talat Efendi’nin başkanlığında Antalya Müdafaa-i Heyet-i Milliye Cemiyeti'ni kurulur ve Antalya’da Milli Mücadele bu şekilde başlar.
İşte o bir avuç insanı birleştiren, dağılan orduyu toparlayan, boyun eğmiş bir halktan bir millet yapan kahramanların önünde Mustafa Kemal Atatürk bulunmaktadır.
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, milli mücadeleye öncülük eden kahramanları saygı ve minnetle anıyorum. Bu insanların isimlerini 100. yılda tekrar tekrar anmalıyız.
Değerli arkadaşlar,
Her ay ekonomideki sorunları konuşuyoruz, üyelerimizi ve kamuoyunu bilgilendirmeye, uyarmaya çalışıyoruz. Aralık ayı meclis konuşmamdan bir kısmı size hatırlatmak istiyorum.
Beş ay önce ekonomide küçülmenin devam edeceğini söylemiştik.
Bu yılın son üç ayında ekonomide küçülme olduğunu öncü göstergeler ortaya koymaktadır. Önümüzdeki 4-5 ay daha ekonomide yavaşlama devam edecek.
2019 yılı dünya ekonomisinde yavaşlamanın başlayacağı bir yıl olmaya adaydır.
Dışardan sermaye girişi için Türkiye’nin dünyaya güven vermesi gerekmektedir.
Medyamız ve sivil toplum kuruluşları gerçekçi olmalı, kamuoyunu doğru bilgilendirmelidir.
Türkiye için reformlardan başka bir yol da yoktur. Vergi reformu, imar rantının vergilendirilmesi, kayıtdışı istihdamın azaltılması,SGK prim indirimi, kamu yönetimi reform gibi reformların yerel seçimlerden sonra 2-3 ay içinde gerçekleştirilmesi gereklidir.
5 ay önce söylediklerimiz bugün aynen geçerlidir. Bugün ekonomide geldiğimiz durum artık daha ciddi boyuttadır. Türkiye ekonomisi 1990 yılında dünyada 19. sıradaydı, sonra 17, hatta 16. sıraya geldik, bu yıl 20. sıraya geriledik.
Piyasalarda 31 Mart yerel seçimi sonrasında bir düzelme hareketi görmüş ve dipten dönüş başladı diye umutlanmıştık. Fakat iyileşme kısa sürdü, özellikle İstanbul seçimi sonrasında, ekonomi yönünü yeniden aşağı döndürdü.
Tüketici güveni endeksi durumu net bir biçimde açıklamaktadır.
Grafikte görüldüğü gibi, güven endeksi nisan ayında 63'e çıkmıştı, İstanbul Büyükşehir seçimi tartışması bu tabloyu yeniden bozdu ve tüketici güveni dibe vurdu.
Aynı durum reel sektör güven endeksinde yaşandı, Nisan’da bir toparlanma başlamıştı, Mayıs’ta tekrar düşüşe geçti.
Sanayi üretimi Mart ayında ümit vermişti, şimdi yeniden yavaşlama sinyalleri gelmektedir.
Bildiğiniz gibi sanayi üretiminin bir göstergesi de elektrik tüketimidir.
Türkiye'de sanayi elektrik tüketiminde şubat ayında düşüş %9.5 olmuştur. Ticarethanelerde bile elektrik tüketimi düşmüştür.
2018 |
2019 |
Değişim (%) | |||
Miktar |
Pay(%) |
Miktar |
Pay(%) | ||
Sanayi |
7.817.918,45 |
42,077 |
7.073.086,86 |
40,053 |
-9,53 |
Ticarethane |
5.305.509,12 |
28,555 |
5.182.719,31 |
29,349 |
-2,31 |
Mesken |
4.861.396,93 |
26,165 |
4.898.373,48 |
27,738 |
0,76 |
Genel Toplam |
18.580.004,01 |
100 |
17.659.138,98 |
100 |
-4,96 |
Şubat 2018 |
Şubat 2019 |
Tüketim değişimi | |
Mesken |
208.665,73 |
254.934,30 |
22,17 |
Sanayi |
81.022,18 |
83.570,68 |
3,15 |
Ticarethane |
208.315,04 |
230.827,05 |
10,81 |
Sanayi elektriğinde %3 artış görüyoruz, ancak bu artış küçük imalat firmaları kaynaklıdır.
Organize Sanayi Bölgesi elektrik tüketimi dört ayda %11 azalmıştır, Nisan ayında azalma %12 düzeyindedir.
Dolayısıyla henüz ekonomide dengelenme oldu, dipten dönüldü diyemiyoruz.
Aylardan sonra ilk kez Nisan ayında halkın döviz alımı durmuştu, seçim iptalinden sonra tekrar başladı.
Seçim tartışmasının ekonomiye maliyeti yüksek olmuştur. 70 yıldan bu yana seçim yapan bir ülkede böyle bir sorun yaşanmamalıydı, suçlular varsa cezasını çekmelidir.
Bizim için hangi seçimi kimin kazandığı önemli değildir, önemli olan ülkenin durumudur. Ülke kaybederken, hiçbir makam ve mevkinin değeri yoktur.
Siyasette gerginliklerin, toplumun huzurunu, hatta psikolojisini bozduğuna dikkat edilmelidir.
Son günlerde gazetecilere fiili saldırı olayları yaşıyoruz. Bu olaylar basın özgürlüğüne ve hukuka saygının azaldığını göstermektedir. Hukuk millet ve devlet olmanın temelidir. Bu olaylar ülkenin ve kentlerin itibarını düşüren olaylardır. Bugün bizim 100 yıl önce işgale karşı çıkanları andığımız gibi, 50 yıl, 100 yıl sonra gelecek nesiller bizi değerlendirecekler. Kim ne yapmış, kim ne söylemiş artık hepsi internette kayıtlı. Çocuklarımızın, torunlarımızın gururu, paraya pula değil, bugün yaptıklarımıza bağlı olacak.
Sevgili arkadaşlar,
Bu olup bitenler artık ekonomiye doğrudan yansımaktadır. Dünya ekonomisinde de şartlar ticaret savaşları nedeniyle zorlaşmaktadır. Kur artışına rağmen ihracatımız 4 ayda sadece %3 artmıştır.
Bankaların geri dönmeyen kredi sorunu devam etmektedir. Vergi geliri düştüğü için devlet bütçesinde açık fazla artmıştır. Nisan ayında vergi geliri artışı sıfırdır. Bu yıl 80 milyar bütçe açığı planlanmıştı, 4 ayda 54 milyar açık verildi.
Türkiye’nin 50-60 milyar dolar gibi bir kaynağa ihtiyacı bulunmaktadır. Bu parayı tahville borçlanmaya kalkarsak, gelecek yıllar sadece faize çalışırız. Para basmaya kalkarsak enflasyonu ve kuru tutamayız. Geriye iki yol kalıyor; ya IMF’ye gideceğiz ya da güven tesis edecek yeni bir reform paketi hazırlayacağız. IMF’ye gidilmeyeceğine göre güven artıracak yapısal reform programı açıklanmalıdır. Kemer sıkma mecburiyeti olduğu açıktır, bu konuda daha fazla gecikilmemelidir.
Değerli arkadaşlar,
Sayın Hazine ve Maliye Bakanı son olarak bir kredi paketi açıklamıştır.
Buna göre kimya, ilaç, plastik, kauçuk, kağıt sektörlerinde girdi yatırımlarına kredi desteği verilecektir. Bu ürünlerin çoğu sanayide ithal girdilerdir.
Diğer ürün grubu makine üretimi alanlarıdır.
Antalya’yı daha fazla ilgilendiren kısım tarım kredileridir. Seracılık mekanizasyon yatırımına, hayvancılık ve yem üretimi gibi yatırımlara kredi desteği verilecektir.
Toplamda 30 milyarlık bir kredi paketidir. Sanayide 150 milyon liraya kadar, tarımda yatırımın %74’ine, basınçlı sulama yatırımında %100’e kredi desteği sağlanacaktır. Kredi faizleri şu tabloda yer almaktadır. Enflasyona ve devlet tahvillerine endeksli faiz uygulanacaktır. Şu anda faizler yüksek, önümüzdeki yıl düşeceğini ümit ediyoruz.
Bunlar kuşkusuz yararlı adımlardır, makine üretimi, yem, sera yatırımlarına destek olumludur. Fakat bunlar kısa vadede ekonomiyi canlandırmak için yeterli değildir. Ekonomide asıl mesele enflasyon-kur-faiz artışı kısır döngüsünün kırılmasıdır.
Yapısal reform konusuna tarımdan bir örnek vermek istiyorum. Tarımdaki sorunlar çok konuşuldu, ama asıl mesele halen anlaşılmış değil.
Tarım üretimine dair TUİK verileri birçok üründe 15 yıldan bu yana üretimin artmadığını göstermektedir.
Tahıl ürünleri üretimi-Ton | |||||||||||
|
Buğday |
Arpa |
Nohut |
Mercimek |
Pamuk çekirdeği |
Patates |
Kütlü ve lifli pamuk |
Mısır |
Mısır-slaj |
Yağlık ayçiçeği |
Şeker pancarı |
2004 |
21 milyon |
17 milyon |
620 bin |
480 bin |
1.4 milyon |
477 bin |
3.3 milyon |
3 milyon |
6 milyon |
800 bin |
13.5 milyon |
2018 |
20 milyon |
10.6 milyon |
630 bin |
310 bin |
1.5 milyon |
455 bin |
3.4 milyon |
5.7 milyon |
23 milyon |
1.8 milyon |
19 milyon |
|
Sığır eti |
Koyun eti |
2002 |
327 bin |
75 bin |
2009 |
325 bin |
75 bin |
2010 |
618 bin |
135 bin |
2012 |
800 bin |
97 bin |
2014 |
880 bin |
98 bin |
2015 |
1 milyon |
100 bin |
2018 |
1 milyon |
100 bin |
Sebze üretiminde bile tahıla benzer bir durum görüyoruz. Biber, patlıcan, salatalık, kuru soğanda üretim 15 yıldır yerinde sayıyor. Domates üretimi Antalya sayesinde artmıştır.
Sebze-meyve üretimi-Ton |
|
|
|
| |||||||||
|
Dol. biber |
Sof. salatalık |
Patlıcan |
Domates |
Kuru soğan |
Zeytin |
Üzüm |
Muz |
Limon |
Portakal |
Kiraz |
Çilek |
Nar |
2004 |
375 bin |
1.6 milyon |
900 bin |
10 milyon |
2 milyon |
1.6milyon |
1.9 milyon |
130 bin |
600 bin |
1.3 milyon |
245 bin |
155 bin |
73 bin |
2018 |
400 bin |
1.7 milyon |
830 bin |
12 milyon |
1.9 milyon |
1.5milyon |
1.9 milyon |
500 bin |
1.1 milyon |
1.9 milyon |
630 bin |
450 bin |
537 bin |
Değerli arkadaşlarım,
İlk dört ayda perakende satış hacmi %5, otomobil satışları %48, beyaz eşya satışı %8, konut satışı %16 düştü. Antalya ekonomisinde de benzer sorunlar yaşıyoruz, ama hiç olmazsa turizmle nefes alabiliyoruz.
Turizmde %35 artış var, Almanya pazarı yavaşlamıştı, yeniden toparlandı. Dolayısıyla Antalya olarak Türkiye genelinden daha iyi olmayı ümit ediyoruz.
Krediye bağımlı sektörlerde sorunlar devam etmektedir. Bu sektörlerden en önemlisi inşaat sektörüdür.
Türkiye’de konut kredisi toplamı geçen yıl Temmuz ayında 200 milyardı, Mart ayı rakamı 183 milyardır. Antalya’da konut kredisi hacmi iki yıl önceki düzeye gerilemiştir.
Yapı ruhsatlarında geçen yıl 5 milyon metrekareye düştük, daire sayısında 21 bine gerilemişiz. Daire ruhsatlarında 2018 yılı 2005’den sonraki en düşük yıl olmuş, 2009 krizi bile geçilmiş.
ANTALYA |
Yapı ruhsatına göre yüzölçümü-metrekare- |
Yapı ruhsat daire sayısı |
Yapı kullanım izin (iskan) daire sayısı |
2005 |
7.269.301 |
43.099 |
10.994 |
2006 |
5.852.262 |
33.613 |
20.662 |
2009 |
3.631.381 |
23.343 |
33.996 |
2010 |
4.329.485 |
27.420 |
13.924 |
2013 |
7.038.062 |
41.763 |
30.964 |
2016 |
6.707.532 |
37.865 |
33.785 |
2017 |
9.872.750 |
53.796 |
34.169 |
2018 |
5.333.601 |
21.699 |
32.840 |
Sevgili arkadaşlar,
Kısaca komite raporlarımıza da değineyim.
21. grubumuz 31 Mart seçim sonrasındaki sürecin ticareti olumsuz etkilediğini, siyasilerin olumlu bir sürece katkı yapması gerektiğini, vergilerden oluşan devlet bütçesinin daha tasarruflu kullanılması gerektiğini ifade etmişlerdir. Her mecliste benim bütün konuşmam bunun üzerinedir. Hatta en çok konuşan kurum ATSO’dur. Devamlı olarak meclisimizin, komitelerimizin de konuşmasını istiyorum.
Ticaretle ilgili komitelerimizde AVM kiralarının yüksekliğinden yakınma artmaktadır. Arkadaşlarımız cirolardan paya sınır gelmesini istemektedir. Antalya’da cadde ticareti kalmadığı için bütün normal ticaret AVM'lere sıkıştı, büyük AVM'leri tekel haline getirdik. AVM’ler tekel, içindeki firmalar da büyük zincir markalar olursa, ticaret tekelleşir. Artık mahalle içinde butik AVM modelini ele almalıyız.
Ticaretle ilgili birkaç şikâyet konusu daha var. Kuyum sektörümüz demo mücevher satışı başladığını yazmış ve bunun önlenmesini talep etmiş. Ruhsatsız tüpgaz satışı yaptığı yönünde şikâyet var. 45. ve 46. grubumuz hanutçuluk yapan taksiciler konusunda toplantı yapacaklar.
Şehircilik ve inşaat komisyonumuz kentsel dönüşüm çalıştayı için çalışmaktadır.
Bir başka yakınma konusu son günlerde yöresel ürünler adı altında yapılan ticaretin yeniden artmaya başlamasıdır. Son günlerde Lara bölgesinden bu yönde şikâyetler gelmiştir.
Bir kentte isteyen istediği yer ve şekilde ticaret yapamaz. Ticaret böyle olacaksa bizim üyemiz neden işyeri kirası ödüyor, o da çadır kursun. Madem öyle bütün meydanları, kaldırımları işporta ticarete çevirelim, kira, vergi olmasın, ürün denetimi olmasın. Belediyelerimizden ve İl müdürlüklerinden rica ediyoruz; Antalya'da ticaret kurallı olmalıdır ve herkes bu kurallara uymalıdır.
Bir önemli konu turizm sektöründen gelmiştir. 36. 43 ve 44 gruplarımız otellerde bakanlık ve belediyeler tarafından ayrı belge verilmesinin yanlış olduğunu, ortak bir belgelendirme çalışması gerektiğini söylüyorlar ve bu konuda birlikte çalışma yapacaklar.36. grubumuz Turizm Fakültesi ile kent turizmi çalıştayı hazırlıyor.
Birçok grubumuz toplu işyeri istemeye devam etmektedir. 46. grubumuz fahri trafik müfettişlerinin cezalarının somut kanıta dayanmasını istiyor.
38. grubumuz, yani reklam, organizasyon hizmetleri grubu, kalifiye eleman bulamadıklarını yazmışlar ve odamız web sayfasında bunun için özel kısım istemişler. Antalya’da bu konuda BAGEV bir hizmet verdiği için bizim ayrı çalışma yapmamız doğru olmaz. Bu konu BAGEV ile görüşülebilir. İş-Kur ve özel istihdam bürolarının hizmetleri de geliştirilmelidir.
Bu ay raporlarda iki şey dikkatimi çekti: 36 grubumuzun raporunda 21 tane iş mahkemesi yazısı değerlendirilmiş. Yani iş mahkemelerinden dava yazısı yağmış. Bu vesileyle de sendikalarımıza ve iş mahkemelerine bir mesaj verelim. Patrondur haksızdır diye bakılmamalıdır. Hiçbir işveren dürüst çalışan, verim aldığı bir insana haksızlık etmek istemez. Böyle bir şey işin tabiatına aykırıdır. İşlerin zor, işsizliğin yüksek olduğu bir dönemde bir de bu sorunlarla uğraşıyoruz.
Bir sorun yazmayan, hatta olumlu gelişmeleri yazan sektörümüz de var. 47. grubumuz önümüzdeki aylarda otellerde %100 doluluk olacağını, hamam, sauna işlerinin iyi olacağını raporlamış. Kendilerine böyle ümit verdikleri için teşekkür ediyorum.
Değerli arkadaşlar,
Antalya gündeminde iki konuya değinmek istiyorum. Bizi mutlu eden bir gelişme Kalekapısı’ndaki faytonların kalkması oldu. Hem hayvan hakları hem de Kalekapısı’ndaki koku açısından iyi olmuştur.
Antalya Lisesi’nin bir kısmının Bakanlıklar tarafından talep edildiği yönünde haberler çıkmıştır. Bakanlıklarımız Kaleiçi’nde bir yer alıp restore edebilirler ve böylece Kaleiçi de daha güzel olur. Antalya Lisesi gibi yerlerin Antalya halkı için bir hatıra değeri vardır. Halkın hatıraları, kentin hafızasında yer etmiş yerler aynı şekilde yaşatılmalıdır.
Ramazan bayramından sonra 19 Haziran’da SİAD’larla birlikte, belediye başkanlarımızın katılımlarıyla yerel yönetimler toplantısını yapacağız.
Belediyelerimizle hem sorunları hem de Antalya projelerini konuşacağız. Antalya’da artık ortak proje kültürünü geliştirmeliyiz.
Şu anda biz kent merkezinde kültür-sanat etkinlikleri düzenlemek için çaba harcıyoruz. Kent merkezinde Antalya Kültür Sanat Kaleiçi ve Kalekapısı bölgesindeki en aktif kurumdur. Daha fazlasını da yapmaya çalışıyoruz. Bunları hep birlikte bir koordinasyon içinde yapmalıyız.
Hepinize güzel bir Ramazan bayramı, huzurlu, sağlıklı, bereketli günler diliyor, saygılar sunuyorum.